Ah Mysore.
3 gün oldu Hindistan karasularına ayak basalı. Nasıl farklı bir enerji anlatamam. Endonezya, Kambocya, Tayland derken şimdi Hindistan’in yoğun enerjisiyle harmanlanıyor kalbim. Mysore’a ilk gelişim olmadığı için bir yandan eve dönüş hissi veriyor, rahatlıyorum. Diğer bir yandan Bali – Tayland arası açıldıkça açılan kalbim Hindistan’ın yoğun enerjisinden merkezini şaşırıyor. Bakalım iki buçuk ay daha buralardayız. Nasıl geçecek Mysore’da günler?
Geçen yıl biraz bahsetmiştim başvuruların ne kadar zor olduğundan. Bu yıl tüm bu zorlukları aşarak “Pattabhi Jois Ashtanga Yoga Institute”de Sharath Jois ile pratik yapmaya hak kazandım 🙂
Komik ama hak kazandım diyorum. Çünkü her yıl biraz daha zorlaşıyor burada pratik yapmak. Her yıl biraz daha artıyor Mysore’a gelip pratik yapmak isteyen insan sayısı ve şalanın kapasitesi artık bunu kaldırmıyor. O yüzden bir çok insan açıkta kalıyor. Ve burada pratik yapabilen insanlar kendini şanslı hissediyor.
Aslında bu yıl biraz erken geldim Mysore’a. Normalde Şubat ayında başlacak olan pratiğim için yaklaşık iki hafta kadar erken varmış oldum. Bütün bu uzun yolculuklar sonunda pratik öncesi biraz dinlenmem gerektiğine karar verip soluğu Mysore’da aldım.
Çok güzel zamanlar geçirdim. Çok keyifli yolculuklar yaptım. Ve böylesine güzel deneyimleri bir daha hayat karşıma çıkarır mı bilmiyorum. Ama bugün yine şükran doluyum. Hatta geleli 3 gün olmasına rağmen hala kalacak bir ev bulamamam bile bu sakinlik duygusunun önüne geçemedi henüz. Şu an geçici bir evde kalıyorum ve aslında bu evi pek sevmedim. Ve sanırım bu yıl benim için buradaki en büyük sorun ev bulmak olacak gibi görünüyor.
Farkettim ki geçen yıl sıra beklemediğimi söylediğim Saraswathi’nin şalasının önünde uzun bir kuyruk oluşmuş. Bu yıl buraya gelen insan sayısı geçen yıla oranla biraz daha fazla. Tabii bu da ev bulma konusunda biraz sıkıntılar doğurabiliyor. Buraya gelerek pratik yapmak istiyorsanız ve ev bulma konusunda bilgiye ihtiyacınız varsa “Mysore’da Ev Kiralarken Dikkat Edilmesi Gerekenler” yazımı okuyabilirsiniz.
Sharath ile pratik yapmama daha bir buçuk hafta var. Ve ben çok heyecanlıyım. O süre zarfında evde kendim yoga pratiğimi yapmaya devam ediyorum. O da başka bir disiplin tabii ki. Tüm bu seyahatler süresince pratik yapacak şala bulamadığım zamanlarda otel odasına serdiğim matımla yoga yaptım. Bu olduğun yerde yoga yapma disiplini bir çok insanda kolay oturmıyor. Bu yüzden aştanga yogada ev pratiği de en az şala pratiği kadar önemli.
Benim İstanbul’da oturduğum eve yakın şala olmadığı için bu konudaki disiplinim kendiliğinden oluşuverdi. Şalaya her zaman gidemediğim için ev pratiğim gelişti. Bu yüzden nerede olursam olayım pratik yapmak konusunda pek sıkıntı çekmiyorum.
Mysore’da yine herşey yerli yerinde duruyor bıraktığım gibi. Sokakta gezen başı boş sevimli inekler, kapıların önünü her sabah temizleyip süsleyen güzel kadınlar ve çocuklar, korna sesleri, lezzetli yemekler, başını sağa sola sallayan rikshaw şöförleri, şala önü muhabbetleri, kafe buluşmaları, kirtan geceleri, market ziyaretleri.
Ve tabii ki evi olmayan için ev bakma ritüelleri. Bugün yine bir ev görmeye gideceğim. Umarım gönlüme göre bir ev çıkar. Sonrasında olanları tekrar yazarım. Şimdilik bu kadar
Mysore’dan Kocaman Sevgiler